...herzamanki gibi nasıl olduysa yorumlarda konu din vede kadına gelmiş.
bazı yorumcular dinimizi iyi öğrenirsek ve ailemize iyi öğretirsek bu farklılıklar ortadan kal...kar diyor. Nasıl? Kadının en fazla ezildiği dindir islamiyet. Bırakın islamiyetteki kadının sosyal haklarını, inanan bir kadının ibadet hanelerde bile yeri yoktur.İstanbuldaki çoğu camide kadınlar için bayram ve cuma namazı kılacak yer yoktur. abdest alacak yer yoktur. bu listeyi uzatabiliriz.
konuyu buraya çektiğim için özür dilerim ama dayanamıyorum. yani herşeyi her güzel şeyi dine yormak ondan dolayı oluyor demek sinirlerime dokunuyor. hemde bu yorumlar yalnış. yani ortada bir kadı erkek eşitliği yok ama dinimize göre var diyorlar nasıl olmayan birşeye var derler ki? 26 Ağustos, 01:46
DİNDAR BAYAN:
ayrıca veli bey. gerçekten beni çok güldürüyorsunuz. ezilen kadından kastınız nedir? bedenlerimizi afişe etmememiz ezildiğimiz anlamına mı gelir? aksine asıl ezilen kadın, sizin dilinizle islamiyeti bilmeyen kadındır. sakız reklamlarında b...ile değersiz bi obje olarak kadın bedenlerinin kullanılmasıdır kadının ezilmesi! kadın kocasından başka erkeklere süslenecek, onların gözüne hoş görülecek siz de bi 'erkek' olarak bundan gurur duyacaksınız bunun adıda kadına değer vermek olacak!!!! yazıklar olsun...neye dayanarak kadınların ezildiğini düşünüyorsunuz. sizler düşünce kabızı olmuş insanlarsınız başka bişey değil. islamiyetle ezilmiş kaç kadın tanıyorsunuz da yerli yersiz konuşuyorsunuz! sizler ilim ve bilimi kılık kıyafete indirgemiş dar beyinli hatta örümcek beyinli insanlarsınız! size binlerce mümin kadın gösterebilirim sizin hayatınızda duymadığınız kitapları okuyan, bilgileri bilen! sizden çok daha bilgiliyiz ki diğer dinleri dahi araştırıp ona göre konuşuyoruz, siz ise o kadar cahilsinizki kulaktan dolma yanlış ve saçma bilgilerle islam dini adına konuşuyorsunuz. kadının sosyal haklarını sizin gibi sadece bedene değer veren insanlardan öğrenecek değiliz. gel gelelim inanan bir kadının ibadethanelerde yeri olmadığına. Allah aşkına turistik maksatlı olmadan kaç ibadethaneye girdiniz acaba???? camiye girdim de ibadetimi yapamadım diyecek tek bir kadın bile yoktur! her caminin kadınlara ayrılmış abdesthanesi ve namaz kılması için bölmesi vardır! muhakkak vardır. yok diyorsanız o caminin ismini lüften söyleyinde yapılması için hemen çalışmalara başlayalım!!!!listeyi uzatabilirmiş.... aayy bi de çok biliyor gibi böyle cümleler kullanılmaz mı güldürüyosunuz adamı... hadi uzat bakalım listeyi....... merakla ve hayretle bekliyoruz.... heee ayrıca hadi diyelim (yok ama var diyelim) camilerde kadının ibadet edeceği yer yok... be mübarek adam camide yer yoksa bu islamın suçumudur cami görevlisinin suçumudur. şu at gözlüklerini çıkarın insanların hatalarını İslama yüklemeyii kesin artık! kadın erkek eşitliğini medeni kanun koymuştur ortaya. ve kaçırdığın bir nokta daha var ki islamda kadın ve erkek arasında eşitlik değil ADALET vardır. yaratılış bakımından eşit olmayan iki cins, yaşayış bakımından nasıl eşit olabilir bu adaletsizlik olur. kadınlar erkeklerin dayanabileceği şeylere dayanamaz, erkekler kadınların dayanabilecekleri şeye dayanamazken eşitlik nasıl sağlanabilir. eşitlik değil doğru kelime adalettir!! gerçi siz ADALET nedir onu bilirmisiniz bilmem.... her şeyi dine yormaktan rahatsızsınız evet 'rahatsız' olduğunuz çok bariz ortada... dininiz nedir bilmiyorum bu söylediğim sizi pek ilgilendirmez ama müslümanlara söylüyorum bunu. ben müslümanım diyen kişi tabiki herşeyi dine göre yaşayacak. insanın yaratılış amacı Allah'a kulluk etmektir. yaratılış amacımız bu iken olan olayları neye göre düşünebiliriz... amacımızın dışına çıktığımız zaman yolumuzdan şaşmışız demektir... sonra da ortaya Allah muhafaza sizin gibi görüntüler çıkıyor işte... bilmeden konuşan bir avuç ağız sürüsü... tek mesele bu zaten... biraz bilseniz yeterli olacak ya bilmekten acizsiniz vesselam..... ayrıca şunu da demeden edemeyeceğim. eğer çarşaflı ya da baş örtülü bi kadın yanınıza gelir ve halinden memnun olmadığını söyler ve sizden yardım isterse o zaman onu düşünebilirsiniz insanlık vazifeniz olarak. istediği açılmaksa yardımcı olun, istediği islamdan çıkmaksa yardımcı olun. ama şimdiye kadar islamiyetten ve şerefiyle başında taşıdığı örtüden rahatsız olmayan kadınlar hakkında konuşmak sizin işiniz değil! siz kim oluyorsunuz da bizim hayatımıza karışıyorsunuz, size bizi düşünmenizi kim söylüyor! sizin özgür inançlarınız başkaları hakkında bilip bilmeden yorum yapmanızımı emrediyor size! mümin bayan mümin iken özgürdür, özgürlüğümüze karışmayın ve bizim özgürlüğümüz hakkında yorum yapmayın bu sizin haddiniz değil!!!! selametle.
26 Ağustos, 14:48ATEİST:
Elif hanım tartışmaya girmek istemezdim ama hakaret etmişsiniz o yüzden bu, bu konuda ki son yorumum olacak.
Ezilen kadın islamiyeti bilmeyen demişsiniz. Doğru demişsiniz islamı bilen kadınlar ötekilerine göre avantajlı. Bilmeyenler kocaları...yla teke tek tartışıp kavga ederken siz 4'e tek. Bilmeyen kadınların şahidliği normal sayıldığından mahkemelerde şahitlik gibi sıkıcı vede uyuz işleri yaparlar. Ama bilenlerin şahitliği yarım sayıldığından oralara uğramalarına gerek yoktur. Yine bilmeyenler mirastan tam pay alıp kalan paraları malları saymak gibi siz bilenlere çok sıkıcı gelen matematikle uğraşmak zorunda kalırken siz bilenlere yarım pay verip sizin rahatlamanız sağlanmıştır.
Camilerle alakalı bilgiye isteyen diyanet işlerinin sayfasından bakabilir. Ayrıyetten ben namaz kılamıyorlar demedim ki bayram ve cuma namazı yazıyor orada.
Kendi yazdıklarınızla çelişiyorsunuz. Diyorsunuz ki ''kadın erkek eşitliğini medeni kanun koymuştur ortaya''. ve gene aynı siz diyorsunuz ki ''ben müslümanım diyen kişi tabiki herşeyi dine göre yaşayacak''. Nasıl olacak bu? Hem medeni hukuk hemde 4 karı.
Beni dini bilmemekle itham ediyorsunuz. İddia ediyorum ki kuran'ı sizden fazla okumuşumdur.(tabi türkçesini anlaya bildiğimi)
Ayrıca ben yazımın hiç bir yerinde kıyafetle alakalı konuşmadım. İster başınızı kapatın isterseniz eve kapanın bu beni ilgilendirmez. ama ne zaman ki sizin kocalarınız vede siz başı açık, normal vede modern giyinen kadınları dinsizlikle suçlar,taciz eder, onlara bana dediğiniz hakaretleri ederseniz. o zaman da benim gibilerin cevap hakkı doğar değil mi?
SELAMETLE :))
31 Ağustos, 05:34Ezilen kadın islamiyeti bilmeyen demişsiniz. Doğru demişsiniz islamı bilen kadınlar ötekilerine göre avantajlı. Bilmeyenler kocaları...yla teke tek tartışıp kavga ederken siz 4'e tek. Bilmeyen kadınların şahidliği normal sayıldığından mahkemelerde şahitlik gibi sıkıcı vede uyuz işleri yaparlar. Ama bilenlerin şahitliği yarım sayıldığından oralara uğramalarına gerek yoktur. Yine bilmeyenler mirastan tam pay alıp kalan paraları malları saymak gibi siz bilenlere çok sıkıcı gelen matematikle uğraşmak zorunda kalırken siz bilenlere yarım pay verip sizin rahatlamanız sağlanmıştır.
Camilerle alakalı bilgiye isteyen diyanet işlerinin sayfasından bakabilir. Ayrıyetten ben namaz kılamıyorlar demedim ki bayram ve cuma namazı yazıyor orada.
Kendi yazdıklarınızla çelişiyorsunuz. Diyorsunuz ki ''kadın erkek eşitliğini medeni kanun koymuştur ortaya''. ve gene aynı siz diyorsunuz ki ''ben müslümanım diyen kişi tabiki herşeyi dine göre yaşayacak''. Nasıl olacak bu? Hem medeni hukuk hemde 4 karı.
Beni dini bilmemekle itham ediyorsunuz. İddia ediyorum ki kuran'ı sizden fazla okumuşumdur.(tabi türkçesini anlaya bildiğimi)
Ayrıca ben yazımın hiç bir yerinde kıyafetle alakalı konuşmadım. İster başınızı kapatın isterseniz eve kapanın bu beni ilgilendirmez. ama ne zaman ki sizin kocalarınız vede siz başı açık, normal vede modern giyinen kadınları dinsizlikle suçlar,taciz eder, onlara bana dediğiniz hakaretleri ederseniz. o zaman da benim gibilerin cevap hakkı doğar değil mi?
SELAMETLE :))
DİNDAR KADIN:
veli bey hakaret etmişsiniz diyorsunuz da bakıyorum da size layığından çok daha azını yazmışım. diyorsunuz ki kuranı iddia ederim sizden fazla okumuşumdur, tabiki okumuş olabilirsiniz bu çok doğal. çünkü bilirsiniz ki zeka çeşitleri farklıd...ır kimisi bir kere okur ne demek istediğini anlar, kimisi sizin gibi bi kaç kere okur anlayamaz;) tabiki kuranı bir kere okumak zekiler için yeterlidir demiyorum, kuran her okunmasında insanı başka bir ilim deryasına sokar, dikkat edin insan diyorum onun için sizin o deryaya girmemiş olmanız da çok normal ;) sizin gibileri görünce aklıma hep üstadın o harika ve her şeyi özetleyen şiiri gelir : 'Bir insanda olmazsa haya edep, Neylesin onu medrese mektep, Okusa okusa alim olsa,Yine merkep,yine merkep!..' keşke kuranı okurken anlamak için okusaydınız da şimdi olduğu gibi merkep durumuna düşmeseydiniz. şimdi diyeceksiniz ki yine hakaret ediyorsunuz ben de derim ki, siz de keşke benim kişiliğime hakaret etseniz de benim dinimi o mendebur dilinize oyuncak etmeseniz!!! benim kişiliğime hakeret etmeniz beni hiç enterese etmez çünkü umrumda olmazsınız. ancak iş dinime gelince bir avuç çapulcunun güya okudum biliyorum ayaklarıyla cahilce, bilgisizce, aptalca onu yorumlamaları ne yazıkki dilimi tutmama engel oluyor!
şimdi gelelim güyaa okuyup küçümsediğiniz durumlara sayın veli bey:
6666 ayetin sadece bir kaç ayetine sırf islamı lekelemek için takılıp kalan cinsi bozuk zihniyetler size söylüyorum! işe ilk önce cin ali kitaplarını bırakmakla başlayın, 100 temel eser sizin için şimdilik uygun görülebilir, bazı küçük eklerin cümlenin anlamını ne kadar değiştirdiğini ve bazı konularda ne anlatılmak istendiğini okuduğunuz zaman anlamaya başlarsınız belki. ilk okulda öğrendiğimiz pek de zor olmayan bazı ekleri de öğrenseniz size yardımcı olabilir kanaatindeyim ;)
asıl konular ve takıldığınız konuları açıklamaya çalışayım tabiii anlamaya kültür ve bilgi seviyeniz yeterse eğer anlamazsanız dediğim şeyleri yapmaya başlayınız ;)
4 eşlilik durumu: islamiyet sizin gibi belli çağlara takılıp kalan bir din değil, bütün evrene ve çağlara hitap eden bir din olduğu için sizin şimdi içinizde bulunduğunuz güllük gülistanlık hayatınızla onu anlamanız çok zor. tek bir örnek verelim. biraz tarih okursanız savaşlardaki zorlukları bilirseniz belki bu durumu biraz daha iyi anlayabilirsiniz. en basitinden bileceğinizi umud ederek Çanakkale'den bahsedelim. savaş zamanı köylerde erkek kalmadı bunu biliyoruz bu bi destan değil, bunlar gerçekler, savaş zamanlarında erkek sayısı yok denecek kadar az olur bunları az çok herkes bilebilir. savaştan yaralı dönen tek tük erkek sayısı vardı değil mi? o zamanlara gitsin beyniniz, nüfusu çoğaltmak için, az çok ayakta kalabilmek için ne yapılabilinirdi acaba? kimsesiz kalan, evsiz kalan kadınlar vardı. o zamanlarda mecburen çok eşlilik yapılmak zorundaydı. eğer o zaman da o evlilikler yapılmasaydı bugün kü nüfusumuz bu durumda nasıl olurdu bilemiyorum! bu bir çok yer için geçerlidir. gidip ingiltere tarihinde gördüğümüz iğrençlikler gibi önüne gelen kadınla zina edip ortaya babasının kim olduğu belli olmayan çocukların çıkmasıyla sayımızı artırabilirdik ama gel gör ki biz müslümanız, erkek evlendiği kadına ve çocuklarına sahip çıkmak zorunda, bu gibi istisnai durumlarda yapılması gerektiği için 4 eşe kadar izin vermiştir islam dini. haa ama yok ben zinayı kabul ederdim öyle insanların torunları olmayı benim iğrenç midem kabul ederdi diyorsanız o da sizin bileceğiniz bişey. ben islamın bu gibi temiz ve ahlaklı kurallarından gurur duyarım! bana söyler misiniz kaç kişşi tanıyorsunuz 4 eşi olan???? benim çevremde 2 eşi olan insan bile yokken siz islamdan bi haber bi ortamda yaşarken kaç aile tanıdınız 4 eşi olan da bu kadar emin konuşuyorsunuz.. size gerçekten acıyorum. haa bugün 4 eşi olan yok mu? özellikle arap ülkelerinde bu durum mevcut yok değil ama bu duruma biraz kültür giriyor. mesela benim annem 2. bir eşi kesinlikle kabul etmez kaldı ki babam bunu teklif dahi etmez ( savaş durumu gibi zorunluluklar olmazsa ) ki bu günah değildir, kadın istemezse adam da evlenemez. ancak arap ülkelerinde bu çok doğal, kadınlarda halinden memnun erkeklerde. buna siz karışamazsınız ki. en azından eşlerini aldatma durumları söz konusu değil. sizin medeniyetinizde bırakin 4 metresi 14 metresi olan karısından habersiz haltlar yiyen 'çağdaş' adamlar, bu pislikleri yapmayan 'çağdaş' adam sayısından çok daha fazla değil mi? çok çağdaş olan dünya güzeli azra akın da defalarca aldatılmadı mı? peki ya hülya avşar ve diğerleri!!! bunları neden sorgulayamıyor sizin çok ahlaklı zekanız??? kitap okuyun deme nedenim de şundan dolayı, 4 eşe kadar izin vardır demek, 4 eşle evlenilmesi mecburidir demek değildir. siz bunları aynı anlama gelen kavramlar olarak görebilecek kadar, okuduğunu anlama seviyesinden uzaksınız ;) şunu unutmayın ki islamın hiç bir kuralı gereksiz değildir ;) sizin beyninizin anlamak ve düşünmekten aciz olduğu özel durumları islam düşünmüş ve hükmünü koymuşsa bu sizin geri kafalılığınız olur ;) bir örnekle açıkladım bunu eğer zekanız yeterse siz bu zor durum örneklerini ve kültür yaşayış tarzlarını çoğaltabilirsiniz. hollanda eş cinselliği serbest bırakıyor bu insan özgürlüğü oluyor, eşlerini aldatmadan helal yollarla birden fazla evlilik yapılıyor üstelik bu evlilik kadınların razı olmadan gerçekleşemeyeceği bir evlilik oluyor size göre çağ dışı oluyor pes doğrusu... veli kardeşim sizin çağdaş ve modern zihniyetinize en içten dileklerimle tükürüyorum vesselam....
DİNDAR BAYAN:
şahitlik meselesi : ayetlere bakınız şahitlik geçen ayetlerde şöyle geçer, eğer kadınlardan birisi unuturSA diğeri ona yardım etsin. bakın yine diyorum çok kitap okumanız lazım. biraz da türkçe gramer bilginiz olmalı çok az olsa yeter. en a...zından -se, -sa eklerinin ne anlama geldiğini anlayabilirsiniz. ve şahitlik durumlarında ehil olmak yani o konuda bilgili olmak ön şartlardan birisidir. eğer kadın şahitlik yapacağı konuda ehilse yani bilgi sahibi ise tek kişilik şahitliği yeterlidir. eğer erkek bir konuda ehil değilse onun da başka birinden yardım alması gereklidir. ayetlerde iki erkek şahit, eğer iki erkek şahit yoksa bir erkek ve kadınlardan birisi unutursa diğerinin ona yardım etmesi için iki kadın şahitliği geçen ayetlerden birisi ticaret konusundadır. çünkü kadın ticaret konusunda ehil değildir. şimdi burada tıp konusu açılsa ve tıp terimlerinden bahsedilse ve o alanda ehil olmayan kişiler o konuda şahitlik edecek olursa o terimleri unutması olası bi durumdur. bunun için EĞER UNUTURSA başka bir şahite ihtiyaç vardır. o zamanlarda kadınlar ticaretle uğraşsa bile uzak yerlere ve görüşmelere yanlarında çalıştırdıkları erkekleri gönderirlerdi. bunun için ayet diyor ki kadın eğer bu konuda bişey unutursa başka bi kadın şahit ona yardımcı olsun. bundan ne kötülük var acaba??? sizin bi davanız olsa şahitlik en güvenilir şekilde olsun istemez misiniz? kaldıki kuranı kerimde kadın erkek ayrımı yapmadan bir çok konusa şahitlik arar. mesela zina konusunda aranızda 4 şahit belirleyin diyor. kadın erkek ayrımı yapmadan inşallah anlamışsındır çok zeki bey efendi ;):D
miras konusu: islamiyetten önce bakınız kadına bırakın miras verilmesini, kadının sadece arap ülkelerinde değil doğu-batı her yerde hiç bir değeri yoktu. merak edenler okusun tarihleri. kız çocuğu doğuran kraliçelerin bile bir değeri yoktu değil mi bilirsiniz? islamiyet kadına adalet doğrultusunda haklar verdiği gibi mirastanda hak vermiştir. sizin gibi islamı bilmeyen kulaktan dolma bilgilerle islami lekelemeye çalışanlarda hep bu işe takmıştır. neden kadına mirasin 3 te biri veriliyor. elcevap: islam dininde kadına, babası, abisi, kocası bakmakla ZORUNLUDUR. erkek ailesindekilere bakmak ve onlara SAHİP ÇIKMAKTA ZORUNLUDUR. kadının böyle bi zorunluluğu yoktur. kadın evine para getirmek ya da birilerine sahip çıkmak zorunda değildir. kadınların görevi başkadır erkeklerinki başkadır. şimdi bir erkek hem kız kardeşine bakmakla zorunluyken hem ailesine çoluğuna çocuğuna bakmakta zorunludur. durum böyle iken miras kadın ve erkeğe eşit şekilde düşseydi bu durumda adalet olur muydu? yine diyorum islamiyet ADALET dinidir. eşitlik yoktur diye kendinizi yırtıyorsunuz ama hak olan ADALETTİR. sizin bi haber kaldığınız adaletten bahsediyorum ;) umarım anlarsınız;)
diyanetin sayfasına baktım bulamadım ama ona da açıklama getireyim. bakınız islam tarihine, kadınlar gerek cuma gerek bayram namazlarına özgürce giderlerdi, cemaatle her zaman namaz kılınırdı.kadınların cuma ve bayram namazlarını kılmaları farz değildir. kılarsalar iyi olur ancak mecburiyetleri yoktur. cuma ve bayram namazlarında istemesenizde olan kalabalık ortada, kadınların o kalabalığa girip girmeme isteği kendisine kalmıştır. isterse cuma namazını evinde kılar, isterce camiye gider. biz cuma namazı kılmak istediğimiz zamanlarda camiye gideriz ve bi aksaklık yaşamayız kalabalıktan dolayı bazı zorluklar elbette olacak. her neyse, şimdi size soruyorum,bu gün camilerde kadınların kolayla cuma ve bayram namazlarını kılamamaları islamiyetin suçumudur????? kadınlar arasında bu namazlara gitme isteği çok olsa yani kadınlar camiye gitmekte ısrar etse bu duruma da çözüm gelir elbette. ama bu aksaklıklar islamın suçu değildir kardeşim. algılarınızı açıp, insanların aksaklıklarını islamiyete yamamaktan vaz geçiniz!!!!
kendimle çeliştiğimi demişsiniz ama demeki istediğinizi yani saçmaladığınız şeyi anlayamadım? neresinde çelişmişim çıkaramadım? medeni kanunu 4 karıyla karşılaştırmışsınız yine? ya insan istese de bu kadar dar düşünemez nasıl bunu başarıyorsunuz? ya da nasıl başardılar da sizi koyun haline getirdiler şaşırıyorum???
son olarak unutmayın ki çağ dışı kalan bizler, özellikle imam hatip lisesi öğrencileri, üstün başarılar gösterip üniversite sınavlarında dereceler yaptığı için, sizin gibilerin rahatsızlıklarından dolayı önleri kapatılmadı mı???bu ne perhiz bu ne lahana turşusu? çağdışı, örümcek kafalı ve cahil olarak adlandırdığınız bizler, sizin gibi çağdaş insanlar tarafından engellenmedik mi??? hala çıplaklığı medeni giyim olarak görüyorsunuz ya pes. dedem bundan 50 yıl önce almanya da gurbette çalışırken oradaki yabancı ve dinsiz bir adam dedeme şunu demiş: siz neden ilerleyemezsiniz biliyor musunuz? çünkü siz kafanın içindekine değil dışındakine takılıyorsunuz! güya özendiğiniz batı bile sizin zihniyetinize kıs kıs gülüyor. araştır biraz eski haberleri oku. baş örtüsünden dolayı burada okunmasına izin verilmeyen öğrencilerin yurt dışına çıkıp aldığı başarıları oku! yine öyle bi kızımız burada başını açıp okumadığı için yurt dışına çıkıyor ve 6 yıllık üniversiteyi 4 yılda bitirdiği için bizzat papadan diplomasını alıyor???? sizin çağdaşlığınıza tekrar tükürüyorum, sizin zihniyetinize yazıklarr olsun...
sizin gibilerin cevap hakkı değil, ancak bir özür dileme hakkı olur bunu unutma!!! ve biz sizin gibi örümcek kafalı insanlar olmadığımız için sizin yaptığınızı yapıp başı açık olan insanları dinsizlikle yadırgamayız, sizin başı kapalı ve müslüman olan insanları bilgisizlikle suçladığınız gibi ;)
selametle...
31 Ağustos, 17:32
ATEİST:
Eğer, (velisi olduğunuz) yetim kızlar (ile evlenip onlar) hakkında adaletsizlik etmekten korkarsanız, (onları değil), size helâl olan (başka) kadınlardan ikişer, üçer, dörder olmak üzere nikahlayın. Eğer (o kadınlar arasında da) adaletli da...vranmayacağınızdan korkarsanız o taktirde bir tane alın veya sahip olduğunuz (cariyeler) ile yetinin. Bu, adaletten ayrılmamanız için daha uygundur.
nisa 3(diyanet çevirisi)
Bu çeviriye göre adaletli davranırsan 4 tane yetim kız alabilirsin diyor. yok adaletli olamıyacağını düşünürsen o zaman 4 tane normal(ki allah burada size değil erkeklere hitap ediyor) oda olmaz gene adeletli olamayacağını düşünürsen 1 tane al ve adaletsizliğini cariyelere yap diyor. Şimdi soru şu: kim bu cariyeler? Hemen söyliyeyim kadın köleler. Hala mı adil... tamam devam edelim.
Gelelim şahitlik konusuna. Ayette, sizde aynı şeyi söylüyorsunuz neden erkekler unutmuyorda siz kadınlar unutuyorsunuz. siz ve ben, o devirde bir anlaşmazlığa düşsek . Hakim, kadı,hoca neyse işte beni haklı bulacak. Sizin lafınız benim lafımı geçemeyecek. Basit bir açıklamayla sizin hakkınızı yiyebilirim: 'Ayet var bunlar unutur. Dedikleri yalan'. bu kadar.
NİSA 11. Allah size, çocuklarınız hakkında, erkeğe, kadının payının iki misli (miras vermenizi) emreder. ....
Daha ne anlatıyorsunuz. İkimiz kardeş olsak, anne ve babamızı kaybetsek, bana üçte iki sana üçün biri. Tabii olaya bide şu yönden bakın siz dinini tam hakkıyla yerine getiren birisiniz bense zındık ama ayet var değil mi bana daha fazla mal düşüyor.
Sonuç olarak bu ayetleri o devire göre düşünmemeli bugünede uyarlamalıyız çünkü kuran her devre hitap eden bir kitapdır.
Bütün yazdıklarınızda bana hakaret var bense size en ufak bir ters laf bile söylemedim. Aslında dininize aykırı veya ters gelen birşeyde söylemedim neden kızıyorsunuz. Eğer biri özür dileyecekse; bu kişi düzeysiz ve aşırı saldırgan tutumlarından dolayı siz olmalısınız.
SELAMETLE
01 Eylül, 10:21
DİNDAR BAYAN:
şimdi arkadaş, bunların açıklamaları çok basit fakat uzundur, inşallah yazdıklarımı okuyosundur da bu kadar uğraşıyorumdur. şahitlik ve miras konusunu açık açık anlattım sanmıştım ama dediğim gibi bol kitap okumalısın anlamak için. çok evli...lik konusunu uzun uzun açıklamalıyım sanırım anlaman için onu da yaparız. diğer konulara da sonunda kısaca değiniriz. eğer bu anlattıklarımın sonunda kusura bakma kardeşim ben islamı yanlış ve düz bir mantıkla anlamışım hakkını helal et dersen, ben de, sende kusura bakma kardeşim biraz sert çıktım sana diyebilim;)
yetimlerin hakkına riayet edemeyeceğinizden korkarsanız, beğendiğiniz kadınlardan ikişer, üçer,dörder nikahlayın. haksızlık etmekten korkarsanız tek kadın veya mülkiyetinizde bulunan cariye ile yetinin; bu adaletten ayrılmamanız için en uygun olanıdır. (nisa/3)
açıklayayım: yetimler çoğunlukla velileri tarafından evlendirilmekte, damat adayı ve evlilikle ilgilli olarak ileri sürülen şartlar konusunda da velilerin isteği belirleyici olmaktadır. yetim bir başkasıyla evlendirilirken onun koruyucusu velidir. eğer yetim bir kızı bizzat velisi yani onu koruyan kişi almak yani evlenmek isterse bu taktirde onun koruyucusu yoktur. şartları belirlemekte dolayısıyla evleneceği kişiye düşer. bu durumda hakkın kötüye kullanılması, yetimlerin hukukunun zayi olması ihtimali artacağından velilere(veliden kasıt yetime sahip çıkan kişi), adaletten sapma riski karşısında, himayeleri altında bulunan ve kendileriyle evlenmeleri caiz olacak kadar uzak akrabası olan yetim kızlarla evlenmeleri yerine, başka kadınlarla evlenmeleri tavsiye edilmektedir ve ikişer üçer dörder demek suretiyle de dünyada evlenilecek kadınların tükenmediğine, velayeti altında yetim kızlar dışında bir çok kadın bulunduğuna işaret edilmektedir. hz.aişe'den rivayet edilmiştir: ''istemedikleri ve sevmedikleri halde himayeleri altında bulunan yetimlerle evleniyorlardı yahut da isteyerek evleniyorlar, fakat mehirlerini ve çeyİzlerini emsaline göre eksik belirliyorlardı.'' yani o zamanlarda yetimlerin hakkına giriliyordu, bu durumdan sonra da bu ayet nazil olmuş ve yetimlerin hakkına riayet edin. adaletli olun eğer olmayacaksanız yetimlerle evlenmeyin diyor Allahu teala. bunun neresi kötü. her şeyi şimdiki gözünüzle görmeyin, islamdan önceki ortamın durumunu göz önünde bulundurun. yetimlere yapılan bi zulüm vardı ve ayet onların hakkını gözetmemizi emrediyor durum bu!
ayetin dolaylı olarak temas ettiği birden fazla kadınla evlenme imkanı ve adeti, islamın geldiği çağdan çok öncelere uzanmaktadır değil mi? o çağlarda mısır, hindistan, çin ve iranda eski yunan ve roma toplumlarında , yahudilerde ve araplarda nikahlanmak ya da evde ve ya evin dışında bir yerde dost tutmak suretiyle erkekler birden fazla kadınla evlilik yapıyor ya da evli gibi yaşıyorlardı. bu devirde birden fazla kadınla evlenmenin çok çeşitli sebepleri vardı. islamın geldiği bölgede özellikle köylerde ve dağ başlarında yaşayan bedevilerin çok kadınla evlenmelerinin baş sebebi hem düşmana karşı korunmanın, hem de çevresi üzerinde hakimiyet sağlamanın güçlü bir nüfusa ihtiyacı olmasıdır.diğer sebepler arasında kırsal hayatın güçlülüğü ve bir çok emekçiyi gerekli kılması, kabileler arasında sürüp giden savaşların , yağma, baskın ve talan hareketlerinin çok sayıda erkek ölümüne sebep olması, bunun sonucu olarak da kadın-erkek arasındaki sayı dengesinin erkek aleyhine bozulması gösterilebilir. o halde erkeğin birden fazla kadınla evlenme imkanı islam vermemiş, mevcut olan uygulamayı belli şartlara ve hukuk kurallarına bağlamak suretiyle daha iyi şartlara getirerek devam ettirmiştir. devam ettirirkende iki durumu birbirinden ayırmış gibidir. birincisi henüz evlenmemiş olanlara bir kadınla yetinmeleri tavsiye edilmiştir, birden fazla kadınla evli olanlar için adalete riayet edememe tehlikesinin bulunduğunu, bundan uzak kalmanın en uygun yolunun ise bir kadınla evlenmek olduğu dile getirilmiştir. bakınız yine nisa suresinin 129. ayeti şudur: '' ne kadar üstüne düşseniz de kadınlar arasında adil davranmaya güç yetiremezsiniz; bari birine büsbütün kapılıpta diğerini askıda imiş gibi bırakmayın. eğer arayı düzeltir ve Allah'a itaatsizlikten sakınırsanız bilin ki Allah çok bağışlayıcıdır, engin rahmet sahibidir.'' bu ayette ise birden fazla kadınla fiilen evli olanlara hitap edilmiş, birden fazla kadın arasında adalete tam riayetin mümkün olmadığı bir kere daha hatırlatıldıktan sonra hiç olmazsa adaletsizlikte, farklı ilgi ve muamelede ölçünün kaçırılmaması istenmiştir. aslında bu gerçekler karşısında beklenirki birden fazla kadınla evlenmek yasaklansın. ancak Allah(cc) zaruretleri, favkalade halleri ve mecburiyetleri bildiği için, bunu tam olarak yasaklamadı, kurallarının uygulanırken zorlanacakları hükümleri koymak yerine, bizlere iki alternatifli bir tavsiye de bulundu( haşa fena mı etti?) zira erkekler birden fazla kadınla evlenirse ve haksızlık, adalet baş gösterirse erkek günaha girmiş olur. beşeri sistemler köklü bir değişikliğe uğratılarak amaca uygun hale getirilebilirler. ancak islam da bir bütün halinde köklü bir değişiklik söz konusu değildir. islamda değişmez kurallar vardır. ancak bir kural, bir hüküm uygulandığında tabii olmayan olumsuz bir sonuç doğuyorsa uygulamayı durdurma imkanı da mevcuttur. böylelikle tarihi ve sosyal şartlar göz önünde bulundurularak izin verilmiş olan çok eşlilik durumu genellikle kötüye kullanıldığı ve olumsuz sonuçlar doğurduğu taktirde, müslümanların ve ya yetkililerin kararıyla bu durum engellenebilir. bu durum Allah'ın hükmünü değiştirme anlamına gelmez.
05 Eylül, 01:46yetimlerin hakkına riayet edemeyeceğinizden korkarsanız, beğendiğiniz kadınlardan ikişer, üçer,dörder nikahlayın. haksızlık etmekten korkarsanız tek kadın veya mülkiyetinizde bulunan cariye ile yetinin; bu adaletten ayrılmamanız için en uygun olanıdır. (nisa/3)
açıklayayım: yetimler çoğunlukla velileri tarafından evlendirilmekte, damat adayı ve evlilikle ilgilli olarak ileri sürülen şartlar konusunda da velilerin isteği belirleyici olmaktadır. yetim bir başkasıyla evlendirilirken onun koruyucusu velidir. eğer yetim bir kızı bizzat velisi yani onu koruyan kişi almak yani evlenmek isterse bu taktirde onun koruyucusu yoktur. şartları belirlemekte dolayısıyla evleneceği kişiye düşer. bu durumda hakkın kötüye kullanılması, yetimlerin hukukunun zayi olması ihtimali artacağından velilere(veliden kasıt yetime sahip çıkan kişi), adaletten sapma riski karşısında, himayeleri altında bulunan ve kendileriyle evlenmeleri caiz olacak kadar uzak akrabası olan yetim kızlarla evlenmeleri yerine, başka kadınlarla evlenmeleri tavsiye edilmektedir ve ikişer üçer dörder demek suretiyle de dünyada evlenilecek kadınların tükenmediğine, velayeti altında yetim kızlar dışında bir çok kadın bulunduğuna işaret edilmektedir. hz.aişe'den rivayet edilmiştir: ''istemedikleri ve sevmedikleri halde himayeleri altında bulunan yetimlerle evleniyorlardı yahut da isteyerek evleniyorlar, fakat mehirlerini ve çeyİzlerini emsaline göre eksik belirliyorlardı.'' yani o zamanlarda yetimlerin hakkına giriliyordu, bu durumdan sonra da bu ayet nazil olmuş ve yetimlerin hakkına riayet edin. adaletli olun eğer olmayacaksanız yetimlerle evlenmeyin diyor Allahu teala. bunun neresi kötü. her şeyi şimdiki gözünüzle görmeyin, islamdan önceki ortamın durumunu göz önünde bulundurun. yetimlere yapılan bi zulüm vardı ve ayet onların hakkını gözetmemizi emrediyor durum bu!
ayetin dolaylı olarak temas ettiği birden fazla kadınla evlenme imkanı ve adeti, islamın geldiği çağdan çok öncelere uzanmaktadır değil mi? o çağlarda mısır, hindistan, çin ve iranda eski yunan ve roma toplumlarında , yahudilerde ve araplarda nikahlanmak ya da evde ve ya evin dışında bir yerde dost tutmak suretiyle erkekler birden fazla kadınla evlilik yapıyor ya da evli gibi yaşıyorlardı. bu devirde birden fazla kadınla evlenmenin çok çeşitli sebepleri vardı. islamın geldiği bölgede özellikle köylerde ve dağ başlarında yaşayan bedevilerin çok kadınla evlenmelerinin baş sebebi hem düşmana karşı korunmanın, hem de çevresi üzerinde hakimiyet sağlamanın güçlü bir nüfusa ihtiyacı olmasıdır.diğer sebepler arasında kırsal hayatın güçlülüğü ve bir çok emekçiyi gerekli kılması, kabileler arasında sürüp giden savaşların , yağma, baskın ve talan hareketlerinin çok sayıda erkek ölümüne sebep olması, bunun sonucu olarak da kadın-erkek arasındaki sayı dengesinin erkek aleyhine bozulması gösterilebilir. o halde erkeğin birden fazla kadınla evlenme imkanı islam vermemiş, mevcut olan uygulamayı belli şartlara ve hukuk kurallarına bağlamak suretiyle daha iyi şartlara getirerek devam ettirmiştir. devam ettirirkende iki durumu birbirinden ayırmış gibidir. birincisi henüz evlenmemiş olanlara bir kadınla yetinmeleri tavsiye edilmiştir, birden fazla kadınla evli olanlar için adalete riayet edememe tehlikesinin bulunduğunu, bundan uzak kalmanın en uygun yolunun ise bir kadınla evlenmek olduğu dile getirilmiştir. bakınız yine nisa suresinin 129. ayeti şudur: '' ne kadar üstüne düşseniz de kadınlar arasında adil davranmaya güç yetiremezsiniz; bari birine büsbütün kapılıpta diğerini askıda imiş gibi bırakmayın. eğer arayı düzeltir ve Allah'a itaatsizlikten sakınırsanız bilin ki Allah çok bağışlayıcıdır, engin rahmet sahibidir.'' bu ayette ise birden fazla kadınla fiilen evli olanlara hitap edilmiş, birden fazla kadın arasında adalete tam riayetin mümkün olmadığı bir kere daha hatırlatıldıktan sonra hiç olmazsa adaletsizlikte, farklı ilgi ve muamelede ölçünün kaçırılmaması istenmiştir. aslında bu gerçekler karşısında beklenirki birden fazla kadınla evlenmek yasaklansın. ancak Allah(cc) zaruretleri, favkalade halleri ve mecburiyetleri bildiği için, bunu tam olarak yasaklamadı, kurallarının uygulanırken zorlanacakları hükümleri koymak yerine, bizlere iki alternatifli bir tavsiye de bulundu( haşa fena mı etti?) zira erkekler birden fazla kadınla evlenirse ve haksızlık, adalet baş gösterirse erkek günaha girmiş olur. beşeri sistemler köklü bir değişikliğe uğratılarak amaca uygun hale getirilebilirler. ancak islam da bir bütün halinde köklü bir değişiklik söz konusu değildir. islamda değişmez kurallar vardır. ancak bir kural, bir hüküm uygulandığında tabii olmayan olumsuz bir sonuç doğuyorsa uygulamayı durdurma imkanı da mevcuttur. böylelikle tarihi ve sosyal şartlar göz önünde bulundurularak izin verilmiş olan çok eşlilik durumu genellikle kötüye kullanıldığı ve olumsuz sonuçlar doğurduğu taktirde, müslümanların ve ya yetkililerin kararıyla bu durum engellenebilir. bu durum Allah'ın hükmünü değiştirme anlamına gelmez.
DİNDAR BAYAN:
cariye kısmına gelince.dediğim gibi dar düşünebilen insanlarsınız. ufkunuzu açın biraz, rahat olun, kendinizi kasmayın... bir yer okurken acaba bunun başka boyutları ne olabilir diye düşünün düşünmeniz eğer mümkünse. üstüne basa bana 'köle'... demişsiniz. islamın köle anlayışının nasıl olduğunu merak ederseniz onun için de ayrı bir yazı yazabilirim. kısaca bir kaç hadis verebilirim:
“Köleleriniz kardeşlerinizdir. Onlarla uzlaşın/barışık olun. Zorlandıkları konularda onlara yardımcı olun.”(bk. Mecmau’z-zevaid, 2/168).
“Kim kölesini döverse, kıyamet günü mutlaka kısasa tabi tutulacak/kendisinden hakkı alınacaktır.”
Ebu Mesud el-Ensarî anlatıyor: Ben değnekle bir kölemi dövüyordum. Arkadan bir ses “ Ebu Mesud! Ebu Mesud!” diye bağırıyordu. Kızgınlığımdan önce sesini alamadım. Yaklaşınca, bir de baktım ki, Hz. Peygamber (a.s.m)’dir.. Ve şunu söylüyor: “Ebu Mesud! Şunu bil! Ebu Mesud! Bilesin ki...”, ben hemen değneğimi elimden yere attım. O şeyle devam etti: “Ebu Mesud! Bilesin ki, senin bu köleye gücünün yettiğinden çok daha fazla, Allah’ın gücü sana yeter.” Bunun üzerine ben “Ya Resulellah! Onu Allah için azat ettim.” dedim. “Eğer öyle yapmasaydın, muhakkak ateş sana dokunur, seni yalardı.” buyurdu. ( Müslim, Eyman, 34,35)
eğer bunlar az çok islamın köle anlayışını size anlatabilmeme kafi değilse örnekleri çoğaltabilirim. köle denilince aklınıza ne geliyor bilmiyorum ama aklınıza gelen köle anlayışından çok farklı bir anlayıştır bu. köleden rahatsız iseniz, medeni hayatta zenginlerin evlerinde çalıştırdığı hizmetçilere iki kere karşı olmalısınız, zira o hayatlardaki hizmetçiler bırakın ikinci sınıf insan muamelesi görmeyi 5. 6. sınıf insan muamelesi görüyorlar değil mi? Peygamber Efendimiz gerekirse aynı sofrada yemek yememizi önerir değil mi???? neyse kölelik ve cariyelik konusunda az çok ön bilgi verdikten sonra konuya gelelim.
bu ayeti cariyeleri arka plana atmak olarak algılayabilirsiniz, çünkü algılarınız hep olumsuz anlamak için çalışıyor, gelelim bu ayette cariyelerin menfaati nedir? Allah önce aile bağı içinde hür kadınlara ve yetimlere yapılan haksızlıkları ortadan kaldrmayı murad etmiş, bunu sağlayacak düzenlemeler getirmiştir. aynı zamanda ve bir çırpıda köleliğin ve cariyeliğin kaldırılması hikmete uygun olmayacağından bunu da zaman içinde kaldırmanın çok yönlü tedbirlerini vahyetmiştir. mesela kuranı kerimi çok okuduğunuz için aklınıza gelir, eğer şöyle bi hata yaparsanız bir köle azad edin, eğer şunu yaparsanız bir köle azad edin gibi teşviklerle doludur kuranı kerim. bütün bunlar köleliğin kaynağını kurutmaya yönelik teşviklerdir değil mi? erkeklerin cariyelere helal olmasının hem cariyelere hem de o erkeğe avantajları da şunlardır: erkek hür bir kadına ve yetime bakabilecek onların hakkını gözetebilecek durumda değilse cariye ile evli gibi yaşayabilir değil mi? çünkü cariyelerin hür kadın ve yetim kadar hakları yoktur bundan dolayı bu erkeğin cariyeye bakabilecek durumda olması daha olasıdır. cariye için bu işin avantajı ise şudur: cariye artık bir aile kadını olur ve çocuk doğurur, bu halde olan bir cariye artık alınır satılır bir cariye olmaktan kurtulur.çünkü islamın getirdiği bir ıslahat olarak sahibinden çocuğu olan cariye 'çocuk annesi' adını almakta, artık evden ve elden çıkarılması caiz yani doğru olmamakta, kocası ölüncede hepten hürriyetine kavuşmaktadır! size göre hala mı gereksiz kurallar bunlar?????
şahitlik konusuna gelince be mübarek adam iki saat ben ne yazdım yukarıda, kişinin şahit olabilmesi için şahitlik yapılacak konuda bilgi sahibi olması gerekmektedir. bunu daha nasıl açabilirim nasıl basitleştirerek anlatabilirim bilmiyorummm!!!! seviyenise nasıl ineceğim ya Rabbi çok zorrr.... diyorum ki eğer erkek şahitlik yapacak konuda ehil sahibi değilse onunda birinden yardım alması gerekir aldımı beyniniz. mesela sizin gibi çok zor anlayan bir erkeğin tek şahitliği kabul edilmeyebilir;) şimdi ikimiz bi mahkemeye çıksak, sen orada diyeceksin ki bu kişi kadınların ezildiğinden memnun, erkekleri üstün görüyor gibi şeyler diyeceksin, ben de diyeceğim ki açıklamalarımı yaptım, bir üstünlük söz konusu değil ama bu kişi bu alanda bilgi sahibi olmadığı için aynı yerde dönüp duruyor. şimdi sizin basit ve açıklaması olmayan konuşmalarınız mı kabul edilecek benimkiler mi? eğer orada adalet varsa benim şahitliğim kabul edilecek, çünkü sanıyorum bu konularda sizden daha çok bilgi sahibiyim;) beni anlıyorsunuz değil mi? anlamadım diyorsanız bu konuda da sayfalarca açıklamalar yapabiirim.
miras konusuna gelince onu da gayet basit bi şekilde anlattığımı sanmıştım ama sizi fazla büyütmüşüm heralde şimdi daha basit şekilde anlatayım. şimdi diyelim ikimiz kardeşiz. mirasin 3te ikisi size, birisi bana düştü. siz evlendiniz, karınız var çocuklarınız var ve ben varım eğer varsa başka kız kardeşleriniz de olacak... siz hem kız kardeşlerinize hem karınıza hem çocuklarınıza bakmakla sorumlusunuz mecburisiniz. bakınız o aldığınız 3te ikilik kısım kaça ayrılacak. ben ise aldığım 3te birlik kısımı kimseye vermek ya da kimseye bakmak zorunda değilim ayrıca bana siz ve eşim de bakmak zorunda. zor durumda olduğum zaman beni zor durumda bırakmamak zorundasınız. çoluğuma çocuğuma maddi bakımı yapacak olan da benim kocam olacak. ben bana ayrılan mirası istediğim gibi kullanabilirim ama sizin bakmakla sorumlu olduğunuz insanlar var. şimdi yine soruyorum bunda adalet yok mu??? eşit miktarda miras dağılımı olsaydı siz bu durumda hani nerede adalet demez miydiniz????? siz o kadar insana bakacaksınız, ben ise abim kocam ve belkide mahremim olan akrabalarım tarafından maddi manevi korunup gözetileceğim ve kimseye maddi açıdan yardımcı olmak zorunda olmayacağım ancak aynı maddiyata sahip olacağız öyle mi????
biraz aklı olan bu durumların kadınların leyhine olacağını anlar vesselammmm....
SELAMETLE.....
05 Eylül, 01:47“Köleleriniz kardeşlerinizdir. Onlarla uzlaşın/barışık olun. Zorlandıkları konularda onlara yardımcı olun.”(bk. Mecmau’z-zevaid, 2/168).
“Kim kölesini döverse, kıyamet günü mutlaka kısasa tabi tutulacak/kendisinden hakkı alınacaktır.”
Ebu Mesud el-Ensarî anlatıyor: Ben değnekle bir kölemi dövüyordum. Arkadan bir ses “ Ebu Mesud! Ebu Mesud!” diye bağırıyordu. Kızgınlığımdan önce sesini alamadım. Yaklaşınca, bir de baktım ki, Hz. Peygamber (a.s.m)’dir.. Ve şunu söylüyor: “Ebu Mesud! Şunu bil! Ebu Mesud! Bilesin ki...”, ben hemen değneğimi elimden yere attım. O şeyle devam etti: “Ebu Mesud! Bilesin ki, senin bu köleye gücünün yettiğinden çok daha fazla, Allah’ın gücü sana yeter.” Bunun üzerine ben “Ya Resulellah! Onu Allah için azat ettim.” dedim. “Eğer öyle yapmasaydın, muhakkak ateş sana dokunur, seni yalardı.” buyurdu. ( Müslim, Eyman, 34,35)
eğer bunlar az çok islamın köle anlayışını size anlatabilmeme kafi değilse örnekleri çoğaltabilirim. köle denilince aklınıza ne geliyor bilmiyorum ama aklınıza gelen köle anlayışından çok farklı bir anlayıştır bu. köleden rahatsız iseniz, medeni hayatta zenginlerin evlerinde çalıştırdığı hizmetçilere iki kere karşı olmalısınız, zira o hayatlardaki hizmetçiler bırakın ikinci sınıf insan muamelesi görmeyi 5. 6. sınıf insan muamelesi görüyorlar değil mi? Peygamber Efendimiz gerekirse aynı sofrada yemek yememizi önerir değil mi???? neyse kölelik ve cariyelik konusunda az çok ön bilgi verdikten sonra konuya gelelim.
bu ayeti cariyeleri arka plana atmak olarak algılayabilirsiniz, çünkü algılarınız hep olumsuz anlamak için çalışıyor, gelelim bu ayette cariyelerin menfaati nedir? Allah önce aile bağı içinde hür kadınlara ve yetimlere yapılan haksızlıkları ortadan kaldrmayı murad etmiş, bunu sağlayacak düzenlemeler getirmiştir. aynı zamanda ve bir çırpıda köleliğin ve cariyeliğin kaldırılması hikmete uygun olmayacağından bunu da zaman içinde kaldırmanın çok yönlü tedbirlerini vahyetmiştir. mesela kuranı kerimi çok okuduğunuz için aklınıza gelir, eğer şöyle bi hata yaparsanız bir köle azad edin, eğer şunu yaparsanız bir köle azad edin gibi teşviklerle doludur kuranı kerim. bütün bunlar köleliğin kaynağını kurutmaya yönelik teşviklerdir değil mi? erkeklerin cariyelere helal olmasının hem cariyelere hem de o erkeğe avantajları da şunlardır: erkek hür bir kadına ve yetime bakabilecek onların hakkını gözetebilecek durumda değilse cariye ile evli gibi yaşayabilir değil mi? çünkü cariyelerin hür kadın ve yetim kadar hakları yoktur bundan dolayı bu erkeğin cariyeye bakabilecek durumda olması daha olasıdır. cariye için bu işin avantajı ise şudur: cariye artık bir aile kadını olur ve çocuk doğurur, bu halde olan bir cariye artık alınır satılır bir cariye olmaktan kurtulur.çünkü islamın getirdiği bir ıslahat olarak sahibinden çocuğu olan cariye 'çocuk annesi' adını almakta, artık evden ve elden çıkarılması caiz yani doğru olmamakta, kocası ölüncede hepten hürriyetine kavuşmaktadır! size göre hala mı gereksiz kurallar bunlar?????
şahitlik konusuna gelince be mübarek adam iki saat ben ne yazdım yukarıda, kişinin şahit olabilmesi için şahitlik yapılacak konuda bilgi sahibi olması gerekmektedir. bunu daha nasıl açabilirim nasıl basitleştirerek anlatabilirim bilmiyorummm!!!! seviyenise nasıl ineceğim ya Rabbi çok zorrr.... diyorum ki eğer erkek şahitlik yapacak konuda ehil sahibi değilse onunda birinden yardım alması gerekir aldımı beyniniz. mesela sizin gibi çok zor anlayan bir erkeğin tek şahitliği kabul edilmeyebilir;) şimdi ikimiz bi mahkemeye çıksak, sen orada diyeceksin ki bu kişi kadınların ezildiğinden memnun, erkekleri üstün görüyor gibi şeyler diyeceksin, ben de diyeceğim ki açıklamalarımı yaptım, bir üstünlük söz konusu değil ama bu kişi bu alanda bilgi sahibi olmadığı için aynı yerde dönüp duruyor. şimdi sizin basit ve açıklaması olmayan konuşmalarınız mı kabul edilecek benimkiler mi? eğer orada adalet varsa benim şahitliğim kabul edilecek, çünkü sanıyorum bu konularda sizden daha çok bilgi sahibiyim;) beni anlıyorsunuz değil mi? anlamadım diyorsanız bu konuda da sayfalarca açıklamalar yapabiirim.
miras konusuna gelince onu da gayet basit bi şekilde anlattığımı sanmıştım ama sizi fazla büyütmüşüm heralde şimdi daha basit şekilde anlatayım. şimdi diyelim ikimiz kardeşiz. mirasin 3te ikisi size, birisi bana düştü. siz evlendiniz, karınız var çocuklarınız var ve ben varım eğer varsa başka kız kardeşleriniz de olacak... siz hem kız kardeşlerinize hem karınıza hem çocuklarınıza bakmakla sorumlusunuz mecburisiniz. bakınız o aldığınız 3te ikilik kısım kaça ayrılacak. ben ise aldığım 3te birlik kısımı kimseye vermek ya da kimseye bakmak zorunda değilim ayrıca bana siz ve eşim de bakmak zorunda. zor durumda olduğum zaman beni zor durumda bırakmamak zorundasınız. çoluğuma çocuğuma maddi bakımı yapacak olan da benim kocam olacak. ben bana ayrılan mirası istediğim gibi kullanabilirim ama sizin bakmakla sorumlu olduğunuz insanlar var. şimdi yine soruyorum bunda adalet yok mu??? eşit miktarda miras dağılımı olsaydı siz bu durumda hani nerede adalet demez miydiniz????? siz o kadar insana bakacaksınız, ben ise abim kocam ve belkide mahremim olan akrabalarım tarafından maddi manevi korunup gözetileceğim ve kimseye maddi açıdan yardımcı olmak zorunda olmayacağım ancak aynı maddiyata sahip olacağız öyle mi????
biraz aklı olan bu durumların kadınların leyhine olacağını anlar vesselammmm....
SELAMETLE.....
DİNDAR BAYAN:
05 Eylül, 01:48
kardeş! gruba gerekli açıklamaları yazdım. inşallah anlayabilirsin. biraz geç oldu ama affola... ilim irfandan mahrum bıraktık;) haydi selametle... artık ben gerekli açıklamayo yaptım, anlayana...
ATEİST:
06 Eylül, 22:29 Elif hanım mesajınızın tekrarı gibi olacak ama bende gerekli açıklamaları yaptım. anlayana.
kendinize iyi bakmanız dileğiyle, hoşçakalın
kendinize iyi bakmanız dileğiyle, hoşçakalın
DİNDAR BAYAN:
06 Eylül, 22:34 Benim simdi nete girmem imkansiz ve telefondan simdi yazdiginizi bulmam cok zor, yarin okurum insallah, zaten ne yazdiginizida az cok tahmin edebiliyorum, yine ayni yerde dönup durdunuz dimi? Her neyse ben elimden geleni yaptim gerisi size kalmis. Allaha emanet olun. Hayirli ramazanlar. Selametle.
ATEİST:
09 Eylül, 21:06 elif hanım bende bayram günü okuyorum mesajınızı o yüzden bayramanızı en içten dileklerimle kutlarım. Uslubunuzun artık daha yumusak olmasından dolayıda tesekkur ederim. Sakın ben dinsizim diye dinin getirdiği güzellikleri es geçtiğimi düşünmeyin. tekrardan iyi bayramlar inşallah okursunuz yazımı tartışmamızada mesajlaşarak devam edebiliiz.
DİNDAR BAYAN:
09 Eylül, 21:10 yazınıza en son cevap vermiştim onun altına bişey yazmamışsınız?
ATEİST:
10 Eylül, 04:54 Resmini hz. hamza'yı canlandıran aktörle değişmişsiniz. Hz. Hamza sevdiğim bir karakterdir. Kendisi içki içerdi bu yüzdendir ki içkiyle alakalı 3. vede son ayet(tamamen yasaklanan) onun ölümünden sonra gelmiştir. O varken Hz.Muhammet içkiyi yasaklıyamamıştır.
DİNDAR BAYAN:
10 Eylül, 07:18 Şikayet Et Hadi ya masallah ne çok ayrıntı biliyosun sen böyle, aklınızı boyayan insanlar ve yazdıkları kitaplar mı öğretiyo bunu size? Aklın sıra kuranı Allah degil, Peygamber Efendimizin yazdıgını mı söylemeye calısıyosun? Size bu ismi veren aileniz Veli isminden böyle bi dinsiz cıkacagını bilseydi eminim adınızı kaya,taş,toprak filan koyardi ya da maymuncuk filan. Hz. Hamza.... Yürürken topragı titretirmis, kafirler Hz. Hamza müslüman olunca 'işte şimdi yandık' demislerdi. Sizin gibilerin türemeside bundandır belki. Bu devirde Hamza yürekli insanlar yok! Hz. Hamza sevdigin karakterdi demek. Eger seni görseydi sana okkalı bi tokat atıp 'yuh ulan hıristiyanlık, yahudilik, putperestlik duydumda sana da yuh, aklını nasıl bu kadar kullanamama durumuna getirmisler seni' derdi. Ya da elini kaldırmaya tenezzül etmeyip derin derin bakardı sana, belki simdi sadece kan ürettigine inandigim kalbiniz titrer ve 'ben napıyorum' derdi. Benim dinim kadın erkek ayrımı yapmadan 'insan mükemmeldir' diyor, senin dinsizlik dinin ne diyor, maymun insanin atasıdır mı dıyor hah. Sizin gibileri gördükçe maymundan geldigimize degil maymuna gittimize inanıyorum. Yazık. Bisey soylim mi? İcimde size karsı derin bi nefret var, igreniyorum sizden. Neden mi? Dinsiz oldugunuz icin degil. Asıl dininizi sattıgınız için, amaçları bizi bitirmek olan emperyalistlerin yapabilecek en mantıklı yolu buydu, neredeyse bütün dùnyaya hükmeden Osmanlı'yı yani müslümanları nasıl yenebiliriz sorusuna 'onları dinsızlestirerek' cevabı gercekten en güzel cevap oldu. Çok çabul sattınız, hic direnmediniz, ben neleri inkar ediyorum diye hic düşünmediniz! Hemen bizi bitirmek isteyenlere teslim oldunuz! Osmanlı'yı bitirmek icin önce dinlerini almalıyız diyenlerın gurur tablosu, Hz. Muhammed(sav)'in, Fatih Sultan Mehmedin, çanakkalede, uhudda, bedirde ve digerlerinde sırf islam icin, topraklarına haramın, dinsizligin girmemesi icin can verenlerin YÜZ KARASI oldunuz. Onlar can vererek dinlerini korudu ama siz can ata ata dininizden vaz gectiniz, bunun icin sizden iğreniyorum.
DİNDAR BAYAN:
10 Eylül, 07:28 Neyse, benim peygamberimi, benim geçmisimi en önemlisi kainatın yaratıcısını Allah(cc)'ı inkar eden biriyle benim konusacak baska biseyim olamaz. Gruba baska bisey yazarsanız cevap atarım belki. Allah'a emanet olun diyecegim ama komik kacacak. Size yakisan en güzel vedalasma sözü olsa olsa batı diliyle 'bay bay' olur. Tıpış tıpış onların fikirlerine köle olan adama bu uygun olur tabi... Bay bay.
ATEİST:
10 Eylül, 08:12 demek hala kadın erkek eşit diyorsunuz. ayetler gösterdim olmadı birazda hadis vereyim o zaman:
Eğer bir kimsenin bir kimseye secde etmesini emretseydim, erkeklerin
kadınlar üzerinde olan haklarından dolayı kadınların erkeklere
secde etmelerini emrederdim.
Tirmizi, Rada, 10/1159; Ebu Davud, Nikah 40/2140
Ahmed b. Hanbel, Müsned VI, 76; ‹bn Mace, Nikah 4/1852
Kocan›n vücudu irin ile kaplı dahi olsa ve karısı onu yalayarak
temizlese yine de kocasının hakkını ödemiş olmaz.
‹bni Hacer El Heytemi 2/121
Ahmed b. Hanbel, Müsned, V, 239
Ey kadınlar! E¤er kocalarınızın size olan haklarını bilseydiniz,
ayaklarının tozunu yüzlerinizle silerdiniz.
Hafız Zehebi-Büyük Günahlar- Sayfa 187
Kadınların dinleri ve akılları eksiktir.
Sahihi Buhari
Çok lanet ediyor ve kocalar›n›za karfl› nankörlük ediyorsunuz.
Akl› bafl›nda bir erke¤in akl›n› sizin kadar çelebilen akl› ve dini eksik
baflka bir varl›k görmedim.
Müslim, ‹man, 34/132
‹bn Mace, Fiten 19/4003
Kad›nlar› erke¤in kölesi yapan zihniyet bununla yetinmeyip kad›
nlar›n ço¤unu cehennemlik, dinen eksik ilan edip Kuran’›n aç›k
izahlar›yla da çeliflir.
Kad›nlar aras›nda iyi kad›n, yüz tane karga aras›nda alaca bir
karga gibidir.
Sahihi Buhari
Ey kad›nlar toplulu¤u! Sadaka veriniz ve çok isti¤far ediniz.
Çünkü ben Cehennem halk›n›n ço¤unun sizler oldu¤unu gördüm.
Müslim, ‹man, 34/132
‹bn Mace, Fiten 19/4003
inan daha çok var uzatmıyorum. işte sen burda söylenenlere yakışan bir kadınsın. Sen bunları savunuyorsun. VE İNAN BANA SENİN BANA KARŞI OLAN TUTUMUNU GÖRDÜKÇE İMAN EDESİM VE SENİN GİBİLERİ KENDİME KÖLE EDESİM GELİYOR
artı sana ek bilgi islamla savaşları bağdaştırmışsın.
624 Bedir Savaşı
Hz Muhammed (s.a.v.), Mekkelileri en hassas yerlerinden vurmaya karar verdi. Bunların bütün iktisadi hayatları Kuzeydeki ticaret merkezleri ile yaptıkları kervan ticaretine bağlıydı. Böylece, bu ticaret yollarının kontrolünü eline almayı başarırsa, sadece Mekkeliler üzerinde iktisadi bir hakimiyet elde etmekle kalmayacak, bütün mülklerini terk ederek başka bir yere göç etmiş olan müminlerin şiddetle ihtiyaç duyduğu ganimeti de getirecekti.(H.U.Rahman İslam Tarihi Kronolojisi)
islamın ilk savaşı. KERVAN SOYGUNCULUĞU.
Eğer bir kimsenin bir kimseye secde etmesini emretseydim, erkeklerin
kadınlar üzerinde olan haklarından dolayı kadınların erkeklere
secde etmelerini emrederdim.
Tirmizi, Rada, 10/1159; Ebu Davud, Nikah 40/2140
Ahmed b. Hanbel, Müsned VI, 76; ‹bn Mace, Nikah 4/1852
Kocan›n vücudu irin ile kaplı dahi olsa ve karısı onu yalayarak
temizlese yine de kocasının hakkını ödemiş olmaz.
‹bni Hacer El Heytemi 2/121
Ahmed b. Hanbel, Müsned, V, 239
Ey kadınlar! E¤er kocalarınızın size olan haklarını bilseydiniz,
ayaklarının tozunu yüzlerinizle silerdiniz.
Hafız Zehebi-Büyük Günahlar- Sayfa 187
Kadınların dinleri ve akılları eksiktir.
Sahihi Buhari
Çok lanet ediyor ve kocalar›n›za karfl› nankörlük ediyorsunuz.
Akl› bafl›nda bir erke¤in akl›n› sizin kadar çelebilen akl› ve dini eksik
baflka bir varl›k görmedim.
Müslim, ‹man, 34/132
‹bn Mace, Fiten 19/4003
Kad›nlar› erke¤in kölesi yapan zihniyet bununla yetinmeyip kad›
nlar›n ço¤unu cehennemlik, dinen eksik ilan edip Kuran’›n aç›k
izahlar›yla da çeliflir.
Kad›nlar aras›nda iyi kad›n, yüz tane karga aras›nda alaca bir
karga gibidir.
Sahihi Buhari
Ey kad›nlar toplulu¤u! Sadaka veriniz ve çok isti¤far ediniz.
Çünkü ben Cehennem halk›n›n ço¤unun sizler oldu¤unu gördüm.
Müslim, ‹man, 34/132
‹bn Mace, Fiten 19/4003
inan daha çok var uzatmıyorum. işte sen burda söylenenlere yakışan bir kadınsın. Sen bunları savunuyorsun. VE İNAN BANA SENİN BANA KARŞI OLAN TUTUMUNU GÖRDÜKÇE İMAN EDESİM VE SENİN GİBİLERİ KENDİME KÖLE EDESİM GELİYOR
artı sana ek bilgi islamla savaşları bağdaştırmışsın.
624 Bedir Savaşı
Hz Muhammed (s.a.v.), Mekkelileri en hassas yerlerinden vurmaya karar verdi. Bunların bütün iktisadi hayatları Kuzeydeki ticaret merkezleri ile yaptıkları kervan ticaretine bağlıydı. Böylece, bu ticaret yollarının kontrolünü eline almayı başarırsa, sadece Mekkeliler üzerinde iktisadi bir hakimiyet elde etmekle kalmayacak, bütün mülklerini terk ederek başka bir yere göç etmiş olan müminlerin şiddetle ihtiyaç duyduğu ganimeti de getirecekti.(H.U.Rahman İslam Tarihi Kronolojisi)
islamın ilk savaşı. KERVAN SOYGUNCULUĞU.
DİNDAR BAYAN:
10 Eylül, 12:23 Şikayet Et Senin gibileri gördükçe benim de gerçek bir müminle evlenip ona en az yukarda anlatılanlar kadar saygı duyasım geliyo inan bana. Kusura bakma tam olarak kim rivayet etti bilemiyecegim aklımdan yazacagım. 'Kadınlar sizin belkemiginiz gibidir' diyor Efendimiz(s.a.v). Belkemigi nasıldır bilirsin, en ufak bi zorlamada kırılır, dikkat etmek gerek degil mı? Hz.ömer'in evinin önünden geçen bir sahabi hz.ömer'in eşinin bagırıslarını duyuyor sonra hz.ömer dısarı cıkıyor ve sahabe soruyor 'ya ömer karın sana o kadar bagırdı niçin bisey söylemedin'. Ömer şöyle cevap verdi: ' çocuklarıma bakıyor, evimi temizliyor, yemeklerimizi yapıyor, bana kadınlık görevinı yapıyor bu kadar sinirlenmiş cok mu?' diyor. Ah ah benim hz. Ömer gibi Hamza gibi kocam olacak, bütün ömrünü islama adayacak ve karısına, ailesine eksiksiz görevlerini yerine getirecek, ah Rabbim öyle bi eşim olacak haklı bile olsam kalbini kıracak kelime cıkacaksa ağzımdan varsın dilim lâl olsun... Sana göre bu geri kafalılıktır, kadının köle olmasıdır bana göre bu bi onurdur. Ben ve bütün mümin kadınlar bundan onur duyarken sen kim oluyosunda bizim adımıza mümin kadınlar ezilır diyorsun? Kadınların tek görevı vardır, iffetli olmak. Evlenince de evinde cocuklarını tam bir mümin sekilde yetistirmek ve kocasının gönlünü hoş tutmak. Ve evdeki malum belli baslı görevlerı vardır. Erkek ise sadece eviyle degil elinin uzandıgı gözünun gordugu kalbinin hissettigi her şeyden sorumludur. Mümin erkekten bahsediyorum. Gerekirse savaslarda en önde olacak erkek, karısına, annesine, cocuklarına akrabalarına maddi gücü yeterse afrıkada bir aileye yoksullara yetımlere bakmak zorunda. İmkanı olupta bu sorumluluklardan kaçan bi erkek tam mümin bi erkek degildır ve yazdıgın hadisler benim anlattıgım erkekler icin geçerlidir. Ha ayrica erkek de kadın gıbi çocuklarının ahlakından, ve karısının gönlünü hoş tutması bakımından sorumludur. Ev ıslerine kadına yardımcı olmalıdır. Peygamber efendimiz erkeklerin bu sorumluluklarını göz önünde bulundurup kadınlara onlara karsı saygılı davranmaları
ATEİST:
10 Eylül, 13:08 yazdığım hadisleri onaylıyorsan senin için sorun yok zaten. Aşağılanmaktan hoşlanırım eğer kocam bana göre büyük bir insansa diyorsun. hay hay bu yorumuna birşey demem. eğer benim eşim büyük bir insan sa ki öyledir bende karım için çok şeyler yaparım. senin kocan hiçbir zaman sana yemek yapmayacak bulaşığını yıkamayacak temizliğine yardım etmeyecek çocuğa bakmanda seni yalnız bırakacak benim eşime öyle bir şey olmuyor.
Ama hadislerde kadın erkek arası ilişkiler değil kadının nasıl aşağılık olduğu söyleniyor. aslına bakarsan bu konuyu uzatmakta istemiyorum.çünkü gerçekten hadislerin hiçbirine güvenmiyorum. Muhammetten 200 yıl sonra yazılmış kitaplar sadece siz bu kitapları dinin uygulanışında kaynak gördüğünüzden belirttim yoksa benim fikrime göre kulaktan kulağa (en yakını 7 nesil) gelen bilginin doğruluğuna güvenilmez. Saçma sapan şeyler var.
Birde belirtmek isterim ki beni sakın kuran düşmanı sanmayın hele müslüman düşmanı hiç saymayın. benim anam babam eşim akrabam müslüman.
Hadisler güvenmediğimi belirtmiştim , kuranında mekki ayetlerini çok severim çok güzeldirler. Şiirsel bir dili vardır ve kesinlikle uysaldırlar evrensel boyutta iyilik içerirler tabi aynı şeyleri medeni ayetler için diyemeyeceğim....
Ama hadislerde kadın erkek arası ilişkiler değil kadının nasıl aşağılık olduğu söyleniyor. aslına bakarsan bu konuyu uzatmakta istemiyorum.çünkü gerçekten hadislerin hiçbirine güvenmiyorum. Muhammetten 200 yıl sonra yazılmış kitaplar sadece siz bu kitapları dinin uygulanışında kaynak gördüğünüzden belirttim yoksa benim fikrime göre kulaktan kulağa (en yakını 7 nesil) gelen bilginin doğruluğuna güvenilmez. Saçma sapan şeyler var.
Birde belirtmek isterim ki beni sakın kuran düşmanı sanmayın hele müslüman düşmanı hiç saymayın. benim anam babam eşim akrabam müslüman.
Hadisler güvenmediğimi belirtmiştim , kuranında mekki ayetlerini çok severim çok güzeldirler. Şiirsel bir dili vardır ve kesinlikle uysaldırlar evrensel boyutta iyilik içerirler tabi aynı şeyleri medeni ayetler için diyemeyeceğim....
DİNDAR BAYAN:
0 Eylül, 13:20 Şikayet Et gerektiginı ve bunun gercekten cok önemli oldugunu belirtmek icin söyledigin hadisleri söylemistir. Bir kadının kocasının vucudundakı ırınlerı yalaması söz konusu degıldır, sadece erkeklerın hakkının önemine isarettır bu durum. Mesela senı eşek sudan gelene kadar dövecegım derız ama eşegin sudan gelmesi söz konusu değildir, yani ne kadar çok dövecegi anlatılmak istenmistir. Düm düz düsünmeyin. Aklıma gelen bi kaç hadiste şöyle:' iman açısından en mükemmel mümin, ahlakı en iyi olan mùmindir. Sizin en hayırlı olanınızda hanımlarına karsı hayırli olanınızdır. ' 'dünya bir metadır. Dünya metaının en degerlı varlıgı, saliha(dindar) kadındır.' 'bir kimse hanımına kin beslemesin. Hanımının bir huyundan hoşlanmamışsa, pekalâ beğenecegi başka iyi huyları vardır.' ' kadınlara karsı hayırhah olmanızı tavsiye ediyorum. Zira onlar sizin uhdeniz altındadır' gibi hadisler artar gider ama sizın beyninizi şartlayanlar hep olumsuza şartladığı için bunları görmezsiniz dimi? Kadınların çoğu cehennemlik kısmına gelince bir etrafınıza bakın, müslümanım diyen kadın bile dedikodu yapıyor, baş örtülü kadın bile süslenip püslenip erkeklerin ruhunu oksama pesinde. İçinde Allah korkusu olmayan kadın şeytandan beter olabilir. Aklında kötùlük olmayan bir erkegi yolundan döndürebilir. Ve bunlar günah olan şeylerdir. Cehennemin cogu kadınlarla doluydu hadisi biz mümin kadınlar icin uyarıcı bi hadistir. Aman dikkatli olun diyor hadis bize, cok konusmayın, dedikodu gıybet yapmayın, kocanızdan başkasına suslenmeyin diyor bınevi bunun neresi kötü? sizin midenız ortalıga süslenen kadınları kaldırıyorsa o sizin probleminiz. Ayrıca ben o yorumunuzun altına cevabımı uzun uzun yazdım onu görmedınız sanırım. Savas konusunda yaptıgınız yorum, savaslar konusunda bilginiz olmadıgını gösterır ki yapılan seyleri hırsızlık olarak göruyorsunuz. Onuda acıklardım ama yoruldum. Bu arada bayramımı kutlamssın ben de seninkini kutlamak isterdım ama bu müslümanların bayramı:)
DİNDAR BAYAN:
10 Eylül, 14:01 Ayrıca benım babam daha dün halı yıkadı, peygamber efendımız. Kendi dikişlerini dikerdi ve ev işlerımde yardımcı olurdu.benim cevremdeki erkekler de eşlerine yardım eder. Hadis kısmına gelince pc ye gecınce uzun uzun o konuda da yazarım islamda cevapsız soru yoktur. Hadis tarihi okumanızı tavsiye ederim. Mutlakaki uydurma hadislerde vardır ilk önce kurana ve Efendimizın hayatına bakarız, celisen hadis varsa bu uydurmadır diyebiliriz. Neyse konusmayacagım dedikce konusuyorum. İyi günler.
ATEİST:
10 Eylül, 22:01 Elif hanım öncelikle bayramın bana ait olmadığı görüşünüze katılmıyorum. Müslümanlığın en çok sevdiğim tarafıdır bayramlar. Düşmanda olsanız kavga etmezsiniz insanlarla hatta sinirlenseniz bile bastırır sizi şu kelimelerle başlayan cümleler ''mübarek günde veya bayramda'' gibi.
Elif hanım siz beni cehennemlik hatta dininizi terk ettiğim için mürted(yalnış hatırlamıyorsam), katli vacip olarak görüyor olabilirsiniz. Ama inanın yarın bir büyük savaş çıksa hristiyanlarla müslümanlar arası yada yahudilerle ben müslüman tarafında olacağım. Ben sizin gibilerin zarar görmesini üzülmesini gerçekten istemem. İsttediğiniz kadar radikal olun beni ilgilendirmez ama konu benim özgürlüklerimi kısıtlamaya gelirse o zaman bende düşüncelerimi sizi en sinir edecek şekilde doğru dosdoğru açıklarım.
Babanızla alakalı anektodu okudum ve babanızın gerçekten annenize saygılı, seven ve yardım eden bir kişi olduğunu hissettim. Ama üzülerek söylüyorum ki bunu islamiyetle bağdaştıramıyorum. yani babanız bir budist toplumda yaşıyor olsaydı gerçekten iyi bir budist yada avrupada doğmuş olsaydı hayırsever bir hristiyanda olabilirdi diyorum.
Sizle yine mutlaka uydurma hadisler vardır lafınızda aynı düşüncede olduğumu ama bunları ayıklamanın mümkün olmadığını dile getirmek istiyorum. neden?
Çünkü binlerce hadis var kafanızda yarattığınız muhammet imajına ve sahabe imajına göre bu hadislerin sahihliği ve sahteliği değişir.
Siz kafanızda ilk müslümanları kadınlara çok şevkatli olduğunu savunuyorsanız kadınları kötü gösteren hadislere sahte iyi ve yüceltenlere doğru diyebilirsiniz aynı şekilde eğer biraz daha kadınlara toleransınız azsa başkalrının sahte dediği kadın kötüleyen hadisleri mantıklı bulabilirsiniz.
Size şöyle örnek vereyim: iletşim çağında yaşıyoruz. yazılı ve görsel medyaya ulaşmak bakala gitmekten kolay. İnternet bize lavabodan yakın. İstediğimiz kitaba ulaşabiliyoruz. Bundan mesala 50 yıl önce yaşamış Adnan menderesi ele alalım. Kaç tane ona ait tam tümceyi söyleyebiliriz. Tcmb tutanakları dışında kaç tane tam söyleşisine ulaşabiliriz yada özel hayatının ne kadarını irdeleye biliriz. Düşünün bundan 1400 yıl önce ki olanakları. 200 aradan sonra yazılan hadiislere ne kadar güvenebilirsiniz.
Siz beni dinsiz görebilirsiniz ama sizin islamınız bence bu yaşadığınızdan çok daha modern bir din.
Muhammet çağının ötesinde bir liderdi arapları birleştirdi kabilelerden büyük bir imparatorluğun temellerini attı. Kendisi zamanına göre büyük bir fikir adamıydı. Toplumuna modernlik getirdi iyilik getirdi kurallarıyla çoğu yalnışı düzeltmeye çalıştı. Bana göre muhammet yazması size göre allah tarafından gönderilen kuranla devletin hiç yıkılmayacak ana direğini inşa etti. Ben her ne kadar ateist olsamda tarihde yaşamış büyük şahsiyetlerin hakkını veermek gerektiğini düşünüyorum. Neyse toplamaya çalışayım bu büyük liderin asıl sözlerini(tabi bana göre size göre allahın sözleri) tam anlayamadığınız inancındayım. Kuranda bir çok kere hadislere inanmayın tarzı ayetler bulunur yada kuran her seferinde size apaçık kitap gönderdik başka neye ihtiyacınız var uyarısında bulunsada bugün kü müslümanlar hala hadislerin gölgesinde hocaların fetvalarını bekleyen vaziyette dinini yaşamaktadır. Bunu nasıl görüyorsunuz sizce sadece kuran sizin dininiz için yeterli değilmidir?(lütfen bu soruma sade ve net yanıt veriniz)
Elif hanım siz beni cehennemlik hatta dininizi terk ettiğim için mürted(yalnış hatırlamıyorsam), katli vacip olarak görüyor olabilirsiniz. Ama inanın yarın bir büyük savaş çıksa hristiyanlarla müslümanlar arası yada yahudilerle ben müslüman tarafında olacağım. Ben sizin gibilerin zarar görmesini üzülmesini gerçekten istemem. İsttediğiniz kadar radikal olun beni ilgilendirmez ama konu benim özgürlüklerimi kısıtlamaya gelirse o zaman bende düşüncelerimi sizi en sinir edecek şekilde doğru dosdoğru açıklarım.
Babanızla alakalı anektodu okudum ve babanızın gerçekten annenize saygılı, seven ve yardım eden bir kişi olduğunu hissettim. Ama üzülerek söylüyorum ki bunu islamiyetle bağdaştıramıyorum. yani babanız bir budist toplumda yaşıyor olsaydı gerçekten iyi bir budist yada avrupada doğmuş olsaydı hayırsever bir hristiyanda olabilirdi diyorum.
Sizle yine mutlaka uydurma hadisler vardır lafınızda aynı düşüncede olduğumu ama bunları ayıklamanın mümkün olmadığını dile getirmek istiyorum. neden?
Çünkü binlerce hadis var kafanızda yarattığınız muhammet imajına ve sahabe imajına göre bu hadislerin sahihliği ve sahteliği değişir.
Siz kafanızda ilk müslümanları kadınlara çok şevkatli olduğunu savunuyorsanız kadınları kötü gösteren hadislere sahte iyi ve yüceltenlere doğru diyebilirsiniz aynı şekilde eğer biraz daha kadınlara toleransınız azsa başkalrının sahte dediği kadın kötüleyen hadisleri mantıklı bulabilirsiniz.
Size şöyle örnek vereyim: iletşim çağında yaşıyoruz. yazılı ve görsel medyaya ulaşmak bakala gitmekten kolay. İnternet bize lavabodan yakın. İstediğimiz kitaba ulaşabiliyoruz. Bundan mesala 50 yıl önce yaşamış Adnan menderesi ele alalım. Kaç tane ona ait tam tümceyi söyleyebiliriz. Tcmb tutanakları dışında kaç tane tam söyleşisine ulaşabiliriz yada özel hayatının ne kadarını irdeleye biliriz. Düşünün bundan 1400 yıl önce ki olanakları. 200 aradan sonra yazılan hadiislere ne kadar güvenebilirsiniz.
Siz beni dinsiz görebilirsiniz ama sizin islamınız bence bu yaşadığınızdan çok daha modern bir din.
Muhammet çağının ötesinde bir liderdi arapları birleştirdi kabilelerden büyük bir imparatorluğun temellerini attı. Kendisi zamanına göre büyük bir fikir adamıydı. Toplumuna modernlik getirdi iyilik getirdi kurallarıyla çoğu yalnışı düzeltmeye çalıştı. Bana göre muhammet yazması size göre allah tarafından gönderilen kuranla devletin hiç yıkılmayacak ana direğini inşa etti. Ben her ne kadar ateist olsamda tarihde yaşamış büyük şahsiyetlerin hakkını veermek gerektiğini düşünüyorum. Neyse toplamaya çalışayım bu büyük liderin asıl sözlerini(tabi bana göre size göre allahın sözleri) tam anlayamadığınız inancındayım. Kuranda bir çok kere hadislere inanmayın tarzı ayetler bulunur yada kuran her seferinde size apaçık kitap gönderdik başka neye ihtiyacınız var uyarısında bulunsada bugün kü müslümanlar hala hadislerin gölgesinde hocaların fetvalarını bekleyen vaziyette dinini yaşamaktadır. Bunu nasıl görüyorsunuz sizce sadece kuran sizin dininiz için yeterli değilmidir?(lütfen bu soruma sade ve net yanıt veriniz)
DİNDAR BAYAN:
10 Eylül, 22:19
kendinize iyi bakın.
not:dediklerimde samimiydim
veli bey, profilinize baktım da size boş yere laf anlatıyorum ben. soruları öğrenmek için değil, aklınız sıra beni köşeye sıkıştırmak için soruyosunuz çok belli. sorduğunuz sorular hakkında eğitim görüyorum ben. çok tatmin edici cevaplarımda mevcut ancak siz halis bir niyetle değil, şeytanca fikirlerle bunları soruyorsunuz daha fazla sizinle muhatap olup, hem dinimi hem kendimi ayaklar altına alamayacağım. bayramlara önem verdiğinizi, ya da aslında bu kadar saygılı olduğunuzu ya da savaş çıksa bizim tarafımızda olacağınızı kesinlikle düşünmüyorum neden mi? ''Artık türümüzün sonlarına yaklaşıyoruz. Bizi eritiyorlar. Bir şekilde onlarla savaşmalıyız. Bunu ya homobeyinsizusları eğiterek yada onlardan(homoinsafsızus) biriymiş gibi gözükerek yapabiliriz. Seçim sizin. '' işte siz busunuz, sadece -mış gibi görülürsünüz. bizim cihad anlayışımızı anlamassınız ancak savaştan bahsedersiniz. bizi eğitecek misiniz? ancak maymunlar ve soyundan gelenler eğitilmeye mahkümdur bunu unutma! sana bişey söyliyeyim mi sonunda delirerek öleceksin! hoşçakalın.
ATEİST:
sizede hoşçakalın elif hanım. Yazılarımı okumanızdan benle böyle uzun uzadıya mesajlaşmanızdan yazmaktan sıkılmamanızdan gerçekten zevk aldım. Eğer benim sizi eğitmeye çalıştığımı araştırarak görebiliyorsanız ki görmüşsünüz ne mutlu size siz ötekiler gibi olmazsınız inşallah. Belki bir gün bir ateistle tanışır ve ona hakaret etmezsiniz. İnanın ben bunun için uğraşıyorum.kendinize iyi bakın.
not:dediklerimde samimiydim